Bağışıklık sistemimizi harekete geçirip kanserli hücrelere karşı daha dirençli şekilde savaşmasına yardımcı olan tedavilere bağışıklık tedavisi diyoruz. İnsan bedenindeki bağışıklık sistemi kişiyi hastalıklara karşı daha dirençli hale getirir. Kanser başta olmak üzere çok sayıda hastalığa karşı savunma mekanizmamızı güçlendiren bağışıklık tedavileri son yıllarda popülaritesini arttırmaktadır. Ozon Terapi ve Glutatyon tedavisi gibi bağışıklık güçlendirici uygulamalarıyla fark yaratan Dr. Lida Çiteli, “Doğal bağışıklık güçlendirici, zayıf bağışıklık sistemi belirtileri, zayıf bağışıklık sistemi belirtileri” gibi bağışıklık tedavisiyle ilgili merak edilenleri sizler için anlattı.
Bilindiği üzere kanserli hücreler vücudumuzda bulunan sağlıklı hücrelerden daha farklı bir yapıya sahiptir. Sağlıklı hücrelerimiz kanserli hücreler ile sürekli olarak bir savaş halinde bulunur. Kendini saklayabilme özelliği olan kanser hücreleri zaman zaman mutasyon geçirebilirler. Tüm bu özellikleri, kanserli hücrelerin bağışıklık sistemimiz tarafından tanınmasını zorlaştırmaktadır. Bu da vücudun hastalıklı hücreler ile mücadelesini zorlaştırmaktadır. Bağışıklık tedavileri, vücudumuzun kanserli hücreleri tanıyıp onlara karşı direnç geliştirmesini sağlar.
Bağışıklık sistemi, canlı bir organizmanın hastalıklara karşı korunma mekanizmasını meydana getiren, tümör ve patojenleri tanıyıp onları yok eden, bedeni zararlı maddelere karşı muhafaza eden sistemdir. Yani bedenimizin hastalıklara karşı koruma kalkanıdır.
Bağışıklık sisteminin işleyişi o kadar hassastır ki esasında birbirine çok benzeyen aminoasit ve protein benzeri maddeleri bile ayırt edebilir. Doğduğumuz andan itibaren aktif hale gelen bağışıklık sistemimizin zayıflaması, hastalıklara yakalanma olasılığımızı da arttırır. Zaman içerisinde enfeksiyonlar gelişir ve bağışıklığımız daha da zayıflar. Kendi kendini onarma ve iyileştirme yeteneğine sahip olan vücudumuz, zararlı bir madde ile karşılaştığında ona karşı bir savaş başlatır. İlk defa karşılaştığı bir mikroorganizmayı tanıyan bağışıklık sistemimiz, onunla tekrar karşılaştığında daha çabuk tepki göstererek yok eder. Bu duruma tıp dünyasında kazanılmış bağışıklık adı verilmektedir. En güzel örnek vücuda giren mikroplara karşı antikorlar geliştirmemiz ve bu antikorların bizi hastalıktan koruması durumudur. Tükettiğimiz gıdalarda, soluduğumuz havada ve içtiğimiz suda yaşayan fakat gözle görülemeyecek çok sayıda mikroorganizma mevcuttur. Bunlar kimi zaman yararlı kimi zaman da zararlı olabilirler. Hastalıklara yol açan mikroorganizmalar mikrop olarak adlandırılırlar. Yaşamımız boyunca mikroplarla birlikte yol alırız. Bu mikroplar insan bedeninde zararlı toksinler meydana getirirler. Buna karşılık bağışıklık sistemimiz de antikorlar oluşturur. Vücudumuzun ürettiği antikorlar toksinleri ve mikropları etkisiz kılmak için mücadele ederler.
Son derece sessiz şekilde çalışan bağışıklık sistemimizin çoğu zaman farkına varmayız. Örneğin bir sinek ısırığı sonrası kızarıklık ve şişme oluşuyorsa bu bağışıklık sistemimizin çalıştığı ve tepki verdiği anlamına gelir. Her gün çeşitli yollardan vücudumuza aldığımız mikroplar, bağışıklık sistemi tarafından elemine edilmektedir. Bazen yetersiz kaldığı durumlarda akciğerimizdeki mikroplardan bazıları elemine edilemez ve kişi soğuk algınlığına yakalanır.
Bağışıklık sistemimiz vücudun diğer bütün sistemleri ile koordinasyon içerisinde çalıştığı için hem hijyen hem beslenme hem de diğer sağlık kriterlerine uyulması gerekir. Yaşam tarzınızda şu değişikliklere giderek bağışıklık sisteminizin güçlenmesine katkı sağlayabilirsiniz;
Halsizlik, saç dökülmesi, konsantrasyon bozukluğu, çabuk yorulma, dalgınlık, ritim bozukluğu, bel ağrısı, nefes darlığı gibi olumsuzlukların giderilmesinde bağışıklık tedavileri büyük fayda sağlar. Özellikle kronik yorgunluk sendromu olan hastalar, sosyal yaşama karışmaktan geri dururlar, sabah uyanmakta güçlük çekerler ve cinsel isteksizlik halinde olurlar. Tüm bunları gideren ve aynı zamanda yaşlanma karşıtı etki gösteren bağışıklık tedavileri günümüzde giderek yaygınlaşan bir alandır.
İlerleyen yaşla birlikte başta kılcal damarlar olmak üzere tüm dolaşım sistemimizde çeşitli sorunlar baş göstermeye başlar. Bu yüzden hücreler oksijen yetersizliği tehdidi altında kalırlar. Hücrenin sıvı kaybetmesinden kaynaklı olarak da kişinin cildi hızla kuruma eğilimi gösterir. Başta ozon tedavisi olmak üzere bağışıklık tedavileri kişinin bozulan hücresel dolaşımını düzenler ve oksijen takviyesi yapar. Gençleşme ve cildin sıkılaşması ise bunun beraberinde gelir.
Kronik ağrılar yaşayan insanların tedavi süreçlerini daha konforlu hale getiren bu yöntemler hücrelerin kendilerini yenileme sürecini de hızlandırmaktadır. Oksijen miktarı arttıkça kişinin salgıladığı stres hormonları azalmaya başlar. Bu da günlük yaşantısındaki birçok sorunun çözümü için uygun zemin hazırlar. Kişinin kendisini dinamik ve enerjik hissetmesini sağlar.
Sağlıklı beslenme rutini bedenimizin yaşam süresini ve kalitesini arttırmak için olmazsa olmaz bir durum. Aşağıdaki yiyeceklere beslenme rutininiz içerisinde yer vererek bağışıklık sisteminize güç katabilirsiniz:
Vücudumuzda bulunan beyaz kan hücreleri, saldırıları önlemekte ve vücudumuzu korumakta önemli bir rol üstlenirler. Fakat çok sayıda faktörden dolayı beyaz kan hücrelerimizin işleyişi etkilenebilir ve dolayısıyla da bağışıklık sistemimiz zayıflayabilir. Bunun dışında şiddetli ve kronik hastalıkların da bağışıklık sistemi üzerinde yıkıcı etkileri olmaktadır. HIV, diyabet, kanser, yetersiz ve dengesiz beslenme, otoimmün rahatsızlıklar bunlar arasında sayılır.
Özellikle glutatyon tedavisi DNA üzerinde hasara neden olabilecek reaktif oksijen türlerini azaltması ile öne çıkar. Beyin hasarı, kanser gibi çok sayıda reaktif oksijen türü ile savaşmamıza yardımcı olur. E ve C vitamini ile desteklendiğinde bedenimiz bu risklere karşı daha dayanıklı hale gelir.
İnsan bedeninde gelişen otoimmun hastalıkların temel nedeni inflamasyondur. Mikrobik olmayan iltihap oluşumu diye tanımlayabileceğimiz inflamasyonlar ne kadar az seviyede ise sağlıklı bir yaşama o kadar yakınız demektir.
Bağışıklık tedavileri ile vücutta glutatyon miktarını arttırmak, insan bedeninin serbest radikallerle olan mücadelesinde önemli bir avantaj sağlar. Hızlı yaşlanmamızın sebepleri arasında önemli bir yeri olan serbest radikalleri ortadan kaldırarak yaşlanmayı geciktirebiliriz. Zira glutatyon bakımından zengin hücreler diğerlerine kıyasla çok daha zor ölürler.
Yapılan çoğu araştırma depresyonda olan insanların glutatyon bakımından daha yoksun olduğunu ortaya koymaktadır. Pek çok sosyal ve fiziksel sorunun temelini oluşturan kaygı ve stresle mücadele etmekte bağışıklık tedavilerinin olumlu etkisi vardır. Ozon ve Glutatyon tedavileri ile anksiyetenizi kontrol altına alabilirsiniz.
İnsan vücudunda en çok enerji tüketen organ beyindir. Beynimiz bu yüksek enerjiyi harcarken bir yandan da yüksek seviyelerde reaktif oksijen molekülünün oluşmasını sağlar. Alzheimer hastalığına yol açan temel faktörler arasında oksidatif stres de bulunmaktadır. Vücudun antioksidanlar açısından zengin olması hastalığın önlenmesini veya yavaşlatılmasını sağlar. Bağışıklık tedavisi gören hastalarda plak oluşumu da dahil olmak üzere hastalığın semptomlarının genel olarak iyileştirildiği saptanmıştır.
Özellikle viral enfeksiyonlara karşı vücudu korumak açısından bağışıklık tedavileri büyük önem taşır. Bütün istatistik verileri glutatyonu yüksek seviyelerde olan kişilerin enfeksiyonlara karşı daha dirençli olduklarını göstermektedir. İleri yaşlardaki AİDS hastalarında yapılan çalışmalar glutatyon düzeyi yüksek seviyelerde bulunanların diğerlerine kıyasla çok daha az enfekte olduğunu göstermektedir. Mikrobiyal hastalıkların glutatyonu azalttığı bilinmektedir. Buna karşın vücuttaki glutatyon miktarı da virüs ve bakterilerin azalmasına yol açar. Bu da enfeksiyonlara karşı bağışıklık tedavisinin bize sağladığı avantajlardan bir tanesidir.
İBS hastalığına sahip kişilerin glutatyon sentezini sağlayan enzimlerinin düşük seviyelerde seyrettiği, buna karşın glutatyon seviyesi arttıkça semptomların da önemli miktarda azaldığı bilinmektedir. Selenyum bakımından zengin gıdalar tüketen ve bağışıklık tedavisi yaptıran kişilerin bağırsak çeperlerinin diğerlerine kıyasla daha güçlü olacağı açıktır.
Kalp sağlığını korumak, muhtemel kalp krizi riskinin önüne geçmek için bağışıklık tedavilerine başvurmak, vücuttaki serbest radikalleri azaltır. Hastanın gelecekte kalp krizi veya inme gibi bir sağlık sorunu yaşama ihtimalini minimum seviyelere indirir.
Tip 2 diyabet hastalığı ve yüksek düzeylerdeki kan şekeri kişinin glutatyon seviyesini önemli ölçüde düşürerek serbest radikallerin beyin, kalp ve sinir hasarına kadar uzanan komplikasyonları meydana getirir. Bağışıklık tedavisi ile vücuda yapılan glutatyon takviyesi bu süreci etkiler ve yavaşlatır.
Hemodiyaliz tedavisi gören hastalar üzerinde gerçekleştirilen çalışmalar bağışıklık tedavisi alan kişilerin böbrek fonksiyonlarını iyileştirdiğini, anemi riskini azalttığını, tedavi sürecinin daha konforlu geçtiğini ortaya koymaktadır.
Karaciğer hastalıklarına neden olan oksidatif stresi en az seviyeye indiren bağışıklık tedavileri adeta bir detoks etkisi sağlayarak karaciğerimizin olası hastalıklara karşı direncini arttırır.
Günümüzde bağımlılık maddeleri ve bağımlı bireylerin sayısı giderek artmaktadır. Alkol, esrar, metanfetamin veya kokain gibi çok sayıda bağımlılık yapıcı uyuşturucu madde insan bedenindeki reaktif oksijen moleküllerinin miktarını arttırmaktadır. Bu sürecin neticesinde fazla sayıda doku zarar görür. En çok zarar gören ise beyin hücreleridir. Bağışıklık tedavileri çoğu bağımlılığın rehabilitasyon sürecinde destekleyici olarak kullanılır. Bağışıklık tedavisi yalnızca beyni korumakla kalmayıp aynı zamanda zararlı maddelerden vücudu arındırıcı bir işlev de üstlenir. Kronik biçimde alkol tüketen bir insanın karaciğerindeki glutatyon üretimi azalır. Bu da birçok karaciğer fonksiyonunu tehlikeye sokar. Tüm bunlardan korunmak adına Glutatyon ve Ozon Terapi gibi bağışıklık tedavilerine başvurabilirsiniz.
Solunum yollarında meydana gelen iltihaplanmalar, astım ve benzeri semptomların ortaya çıkmasına neden olur. Astım hastaları bağışıklık tedavisi gördüğünde hastalığın semptomlarında belirgin bir iyileşme görülmektedir. KOAH hastalığı uzun süreli oksidatif hasardan kaynaklanan akciğer hastalığıdır. Bağışıklık tedavisi gören birinin KOAH olma riski de önemli ölçüde azalır.
Özellikle erkek yetişkinlerde horlama şeklinde karakterize olan, kişinin gece uyurken nefes almakta zorlanması durumudur. Apne hastalarında insanlar ihtiyaç duydukları sağlıklı uykuyu uyuyamazlar. Bu da yüksek miktarda oksidatif stresle karşı karşıya gelmelerine neden olur. Bu da çok sayıda hastalığın meydana gelmesi için elverişli bir zemin anlamına gelir. Bağışıklık tedavisi insanların daha kaliteli bir uyku uyumalarına yardımcı olmaktadır.
Cildinde akne sorunu yaşayan insanların ortak özelliklerinden biri vücutlarında yeterince glutatyon üretilmemesidir. Zira glutatyon cildin kendini yenileme sürecini hızlandırır ve bu sayede akne oranında bir azalma olur. Bağışıklık tedavisi gören insanlarda hücre aktivitesi arttığı için cilt lekelerinde ve aknelerinde büyük azalma yaşanır. Cilt kendini hızla yeniler ve yaşlanma karşıtı bir etki sağlanır.
Glokom, katarakt gibi göz rahatsızlıklarının önemli nedenlerinden biri oksidatif strestir. Yavaş yavaş ciddi görme kayıplarına yol açabilecek bu hastalıklardan korunma sürecinde en önemli desteklerden biri bağışıklık tedavileridir.
Kistik fibroz insanın ter ve mukus bezlerini etkisi altına alan ve kalıtsal yollarla aktarılan ciddi bir rahatsızlıktır. Araştırmalar başta glutatyon olmak üzere bağışıklık tedavilerinin kistik fibroz rahatsızlığını da olumlu etkilediğini ortaya koymaktadır.
Dr. Lida Çiteli tarafından bağışıklık güçlendirme tedavileri kapsamında Glutatyon ve Ozon Terapi tedavileri yapılmaktadır. Glutatyın ve Ozon Terapi uygulamaları ile bağışıklığınızı güçlendiriyor, hastalıklara karşı vücut direncinizi artırmaya yardımcı oluyoruz.
Glutatyon, bağışıklık sistemi üzerinde önemli bir yeri bulunan sağlıklı hücrelere zarar veren serbest radikallerin zararlı etkilerini ortadan kaldıran, en güçlü antioksidanlardan biridir. Hücre içerisindeki zararlı maddeleri suya dönüştüren Glutatyon, vücut direncini artırıp hastalıkların önlenmesinde önemli bir rol üstlenir. Glutatyon tedavisiyle ilgili detaylı bilgiler için tıklayınız.
Ozon terapi, hastalıkların tedavisinde ozon gazının kullanılması işlemidir. Çok güçlü okside etme ve dezenfekte etme özelliği bulunan ozon gazı, bağışıklık sistemini uyararak hastalık ve rahatsızlıkları tedavi eder. Yaşlanma tedavilerinde sıkça tercih edilen ozon gazı, kırışıklıkların tedavisinde oldukça başarılı bir yöntemdir. Ozon terapi ile ilgili detaylı bilgiler için tıklayınız.
Sürekli olarak stres altında yaşayan insanların bağışıklık sistemi de risk altındadır. Zira yoğun stresin vücuttaki beyaz kan hücrelerinin seviyesini düşürdüğü bilinen bir gerçektir.
Yetişkin bir insan bir yıl içerisinde iki veya üç defa soğuk algınlığı yaşıyorsa bu normal sayılabilecek bir durumdur. 7 ila 10 gün devam eden soğuk algınlığı vakaları da normal denebilecek boyuttadır. Fakat kişi daha sık ve daha uzun süreli şekilde soğuk algınlığı yaşıyorsa bu zayıf bir bağışıklık sistemine işaret eder.
Kişi sıkça gaz, kabızlık veya ishal gibi rahatsızlıklar yaşıyorsa bu da zayıf bağışıklık sisteminin işaretlerinden biridir. Bağışıklık sistemi faaliyetlerinin yüzde yetmişlik bir kısmı sindirim sistemi ile ilgilidir.
Kişi tüm gece uyuduktan sonra bile kendini yorgun hissetmeye devam ediyorsa bu da ciddi bir sorunun habercisidir. Zira uyku sonrasında yorgunluk hissi sağlıklı bir durum değildir. Kişinin bağışıklık sisteminde ortaya çıkan bir zayıflık enerji düzeyini de olumsuz biçimde etkilemektedir.
Bağışıklık sistemi zayıf olan insanlar, diğer bireylere kıyasla enfeksiyona uğrama riskini daha çok taşırlar. Bağışıklık sistemi zayıflayan insanların en çok yakalandıkları enfeksiyonlar kronik sinüzit, zatürre ve kulak enfeksiyonlarıdır.
Yaraların normalden daha yavaş iyileşmesi de kişinin bağışıklığındaki bir soruna işaret eder. Vücudumuz herhangi bir yanık veya yara bölgesine besin açısından zengin kan gönderme reaksiyonu gösterir. Fakat bu yalnızca bağışıklık hücrelerinin sağlıklı ve güçlü olduğu durumda gerçekleşir. Dolayısıyla yaralar yavaş iyileşiyorsa kişinin bu alarmı dikkate alması gerekir.
Siz de Dr. Lida Çiteli ile bağışıklık tedavileri hakkında detaylı bilgi almak için tıklayabilirsiniz.
NOT: Hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınızla ilgili tüm konularda doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.
Çerezler Hakkında Bilgilendirme
Çerez Politikası Metni'nde ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere web sitemizde zorunlu, performans ve analitik, kişiselleştirilmiş reklam/pazarlama amacı taşıyan çerezleri ve
benzer araçları kullanmaktayız. Bu çerezleri kabul edebilir veya reddedebilirsiniz. Çerez Aydınlatma Metninde açıklandığı üzere seçiminizi dilediğiniz zaman
değiştirebilirsiniz. Detaylara Çerez Politikası ve Aydınlatma Metni'nden ulaşabilirsiniz.
2000 yılından bu yana Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi’nde görevli olup; 2006 yılından bu yana özel muayenehanesinde medikal estetik hekimliğine devam etmektedir.
Çalışma Saatlerimiz
Pazartesi - Cumartesi: 09:00 & 19:00
